Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaBoZKurT CePHesİAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 DENEMELER!!!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SEFAPOLAT
Site Başkanı
Site Başkanı
SEFAPOLAT


Erkek
Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 31
Nerden : ERZİNCAN
İş/Hobiler : ÖĞRENCİ
Lakap : SeFa REİS
Kayıt tarihi : 02/11/08

DENEMELER!!! Empty
MesajKonu: DENEMELER!!!   DENEMELER!!! I_icon_minitimePtsi Kas. 03, 2008 9:17 pm

Ey aşk!

Nasıl bir duygu seli bu yaşattığın? Nasıl bir bilinmezlik..

Heyecan verirsin durgun hayatlara ilk önce..Kalbin atışlarının hızlanmasıyla başlar hayatın nasıl hızlı ve bir o kadar da güzel geçeceği artık..

Yaşanmamış tüm güzellikleri altın bir kasede sunarsın önümüze.İçinde de sevginin en alası, biraz heyecan, biraz mutluluk, bazen biraz gözyaşı, sevgi, sadakat..ve yaşanmayı bekleyen tertemiz duygular...Adına da 'aşk' denir işte, 'bu benim' dersin sonra karşımıza geçip..Beni yaşamayı bilene..

Acı tarafınıda tattırırsın ama yüreklere..Sarhoş edersin ya adamı ilk önce; körleşir gözler, hisler, duymamaya başlar kulaklar.Ayılmaya başladıkça; acı bir tattır ki yakmaya başlar yüreği....Yavaş yavaş 'bu da benim acı yüzüm' dersin, dedirtirsin..İsyanlara sürüklersin yürekleri. Yaralar bağlatırsın aşk sarhoşu yüreklere, gözyaşlarını da hediye edersin ki daha çok acıtsın diye..

Hep de masum yürekleri vurursun ama..İster acıt, ister güldür; sensiz çekilmez hale getirirsin hayatı. Aslında büyük bir hediyesin yüreklere..İş seni yaşamayı bilmekte ve öğrenmekte..

Ve sen var ya aşk; herşeyi yaşatır, en olmazları bile oldurtursun yüreklere..

Ey aşk! Sen nelere kadirsin!

Ve iyiki hayata anlam katan en önemli şeylerden birisin..


Burcu Özdamar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.turkiyenindavasi.tr.gg
SEFAPOLAT
Site Başkanı
Site Başkanı
SEFAPOLAT


Erkek
Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 31
Nerden : ERZİNCAN
İş/Hobiler : ÖĞRENCİ
Lakap : SeFa REİS
Kayıt tarihi : 02/11/08

DENEMELER!!! Empty
MesajKonu: ASİ ÇOCUK   DENEMELER!!! I_icon_minitimePtsi Kas. 03, 2008 9:18 pm

Uzakları dinle asi çocuk,çok uzakları...
Şehrin gürültüsünü,rüzgarın uğultusunu katmadan dinle..
Sessizliği bul beyninde sonra da in kalbindeki uzak,eski sevgiliye..
Dinle onu kulak ver hıçkırıklarına..
Kulak ver haykırışlarına..
Sadece dinle,anlamaya çalışma. Ve sakın soru sorma..!
...
Ahh asi çocuk bu ‘'neden'' kelimesi de nerden çıktı şimdi..
söylemedim mi sana ‘'sakın soru sorma'' ve anlamaya da çalışma boşuna.
Anlamadıysan daha anlamazsın bundan sonra..
Hatırladın mı, bir zamanlar çok sevmiştin bu dilberi..?
Sonra da zamansız unutmuştun kalbindeki yerini.. ah asi çocuk..
Hayrola gözlerini kıstın, tanımadın mı yoksa..?
Haklısın esasında araya giren şehrin siyah, ziftli yollarını kalbine paha biçersen
tanımaman doğal aslında..
Neyse bırakalım bu anlamsız sohbeti. Sen seyretmeye devam et
uzaklardaki sevgilini.. belki hatırlarsın belki gözyaşlarındaki harfleri toplarsın. İşte o zaman bir kalbi nasıl kül edip,yaktığını anlarsın..
ve belki sen de yanarsın.. belli mi olur asi çocuk..?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.turkiyenindavasi.tr.gg
SEFAPOLAT
Site Başkanı
Site Başkanı
SEFAPOLAT


Erkek
Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 31
Nerden : ERZİNCAN
İş/Hobiler : ÖĞRENCİ
Lakap : SeFa REİS
Kayıt tarihi : 02/11/08

DENEMELER!!! Empty
MesajKonu: KÜÇÜĞÜM HALA   DENEMELER!!! I_icon_minitimePtsi Kas. 03, 2008 9:18 pm

Küçüğüm...
Ben büyümedim hiç... Zaten hiç istemedim de büyümeyi... Ben hep o arka bahçede kalmak istedim, elimde elma şekeri ayağımda pilili eteğimle öyle şımarık öyle umursamaz kalmak istedim hep... Yüzüme taktığım maskelerin hiçbirini sevmedim ben... İstemedim öyle sert öyle saygılı öyle akıllı öyle örnek olmayı... Ben şımarık olmayı istedim bilmiş olmayı 5 yaşımdaki gibi herkesin arkamdan koşmasını haşarı olmayı istedim. Dünyamın küçücük sorunlarımın önemsiz olmasını istedim.
Sınıfın en başarılısı en örneği oldum ilkokuldayken oysa ben kapı kilitlerini çalıp macera peşinde koştuğumuzda mutluydum. Onur öğrencisi oldum sonra ortaokulda konuşma yaptım okula gelenlere numunelik öğrenci olarak sunuldum oysa nefret ediyordum dizime kadar çorabımdan son düğmem ilikli gömleğimden...
Lisede attım üzerimden örnek öğrenci maskemi beni daha önce hiç tanımayan insanların arasında sıradan mutlu ve yaramaz biri oluverdim kolayca... Oysa rahat bırakmadılar işte... Hocalar sen bu değilsin dediler sen bizim örneğimizsin... Nerden geldiğini anlayamadığım bir damgayla gene numune oluverdim... Sunucu duygu oldum hocaların yardım istediği duygu oldum... Oysa damağımda kalmıştı kapı arkalarında içtiğimiz şarapların tadı, derste hoca varken camdan atlayıp kaçan o kimsenin umurunda olmayan duygu birden sınıfta yokluğu ilk fark edilen insan oldu... Gene maskeler taktım saygı sınırlarını zorladım içimden delice küfretmek gelirken koptum incelikten...
O kadar hızlı büyümemi istediler ki içimde kalan bir şeyler oldu hep... Şimdi geri istiyorum o yıllarımı çünkü büyümedim ben hala küçük bir kız çocuğuyum... Aptalca bir gurura ve savunmaya sığınan ve bazen duygularını böyle perdeleyen bir kız...
Maskelerimi atmak istiyorum yüzümden... Bakın işte demek istiyorum gerçek duygu bu sizin gördüğünüz değil... Sizin taktığınız sıfatları taşımayan onları zaman zaman üstüne giyse de hep bir beden büyük gelen bir duyguyum ben...
Şimdi 20 yaşımdayım. Ve yeni sıfatım mantıklı. Birden kalkıp sebepsiz dans edip şarkı söylemem insanlara delilik alameti gibi geliyor. Ve ben ezildikçe somurtan insanların kuralları altında çocukluktan bir adım daha uzaklaştığımı görüyorum.
Oysa ben... Küçük... Ben... Büyümek...
Şimdi bunlar bile anlamsız geliyor insana bu serzenişler özlemler... Oysa kırmalıyım kabuklarımı o safça düşünen aklına art niyet gelmeyen kimseyi takmadan yaşayan küçük kıza ulaşmalıyım yeniden... Evet arınmalıyım...
Duygu


Duygu Üçel
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.turkiyenindavasi.tr.gg
SEFAPOLAT
Site Başkanı
Site Başkanı
SEFAPOLAT


Erkek
Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 31
Nerden : ERZİNCAN
İş/Hobiler : ÖĞRENCİ
Lakap : SeFa REİS
Kayıt tarihi : 02/11/08

DENEMELER!!! Empty
MesajKonu: YARINDIR!   DENEMELER!!! I_icon_minitimePtsi Kas. 03, 2008 9:19 pm

Bekleyişlere yüklemişsen aşkını, senin için en tanıdık sözcük "yarın"dır..!!
Aslında "o" yoktur ve senin de beklemekten başka çaren yoktur. Bu yüzden yarın senin için hiç bitmeyen bir umuttur.. O olmadan geçirdiğin. Hiç bir gün yaşanmış sayılmaz. Yaşamadığın günler, eklendikçe birbirine yarına olan özlemin dahada artar.
Her gece gözlerini "yarın olsun" diye kaparsın her gece o günü değil yarını düşünerek uyursun. Uyuyabilirsen tabi..!!
Gün ışığı varken daha çabukl geçer zaman. Gündüzdür bir uğraşın vardır. "O" ve "yarın" yine aklındadır.. Ama yolların sokakların kalabalığında daha az hissedersin yazlnızlığını..
Ama o gece kahrolası gece.. Bir çöktümü üzerine geçmek bilmez saatler de seninledir artık. Ne yapsan olmaz ne yapsan tüketemezsin dakikaları ve "oysa senin istediğin bu gecenin de bir an önce bitmesi yarın olmasıdır". Bu gün yoktu ya "o" belki yarın olacaktır..
Kadehlere sığınarak ve kendini sarhoşluğun kollarına bırakarak bitirmek istersin geceyi.. Yapamazsın; çünkü içki seni uykuya değil "yarınlı" düşüncelere taşır.. İki satır kitap okuyamazsın.
Sözcükler çoktan anlamını yitirmiştir. Belki bir iki şarkı dinlersen iyi gelir, kafan dağılır ama zaten bilirsin ki her şarkıda "onu" hatırlayacağını.. Umudun vardır ya içinde "yarın" a dair bir tek ona sarılırsın.. Yüzünde beliren gülümsemeyle kaparsın gözlerini..
Zaten ne kalmıştır ki şurda "yarın" olmadına..
Sabahın ilk ışıkları yüzüne çarpar çarpmaz açarson gözlerini. Heyecanla kalkarsın yataktan "yarın" olmuştur ya geceki sıkıntıdan eser kalmamıştır.. Biraz koşuşuturmaca, biraz yorgunluk.. Ama yine yalnızsındır işte ve bu duygu bir bıçak gibi keser yüreğinin ince ince bir sızı hissetmeye başlarsın, tıpkı dün sabah hissetdiğin gibi..
"Yarın" bugün olmuştur ve senin önünde yine sadece "yarın" olmasını beklemekle geçecek bir bugün vardır..
DAHA KAÇ GÜN GEÇECEKTİR "YARINI" BEKLEYEREK BİLİNMEZ..

Sedef Ulaş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.turkiyenindavasi.tr.gg
 
DENEMELER!!!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: BOZKURT CEPHESİ / EDEBIYAT :: Roman-Hikaye-Öykü-
Buraya geçin: