KUR´AN´I NASIL OKUNMALI?
Bir Kur´an mualliminden, çok genç bir delikanlı ders almaktaymış. Bu delikanlının benzinin cidden solgun olduğunu farkedenler, hocaya demişler ki: "Bu genç Kur´an okumak için bütün gece uyanık duruyor ve Kur'ân'ı bir gece zarfında hatmediyor." Bunun üzerine hoca sormuş: -Oğlum, haber aldım ki, sen bütün gece uyanık duruyor ve Kur´an'ı hatmediyormuşsun. Delikanlı bu söylenenin doğru olduğunu bildirince, hoca: - Oğlum, şu halde bütün gece zarfında Kur´an okurken beni önünde farzet ve namazda bana Kur´an okuyormuş gibi yap, fakat beni hiç hâtırından çıkarma, demiş. Genç talebe bu teklifi kabul etmiş ve sabah olunca aralarında şu konuşma geçmiş: -Dediğimi yaptın mı? - Evet efendim. -Kur´an'ı hatmedebildin mi? - Hayır, yarısından fazlasını okuyamadım. - Oğlum, o halde bu gece, Hz. Peygamberden Kur´an'ı dinlemiş olan herhangi bir sahâbîyi düşünerek oku. Dikkatli ol, çünkü sahâbîler Kur´an'ı bizzat Hazret-i Peygamberden dinlemiştir. Bu sebeble okurken sakın hatâ işleme. Delikanlı "peki" dedikten sonra, o gece yine Kur´an okumuş, fakat bu sefer ancak dörtte birini okuyabildiğini hocasına söylemiş. Ertesi gece için de hocası onun bu sefer bizzat Hazret-i Peygamberi düşünerek okumasını tavsiye etmiş, genç adam da öyle yapmış, fakat Kur´an'ın sadece bir cüz'ünü okuyabildiğini fark etmiş. Nihayet, şeyh ona: - Oğlum, bu gece de Allah´a tevbe et ve kendini hazırla... Ve Allah'ın huzurunda Kur´an okuduğunu düşün... demiş. Ertesi gün, hoca, talebesinin gelmesini beklemiş, fakat gelen olmamış. Durumu öğrenmek üzere gönderdiği bir adam, gencin hasta yattığı haberini getirince, üstad bizzat giderek talebesini ziyaret etmiş ve onu ağlarken bulmuş. Genç adam hocasına: -Hocam, Allah size çok sevablar ihsân eylesin. Ben şimdiye kadar Kur´an'ı yalan yanlış okuduğumu, ancak bu son gece fark ettim. Çünkü Fâtiha sûresini açıp okumak istediğim zaman "Ancak sana ibâdet ederiz" âyetine gelince, kendi nefsime bir baktım ve Cenâb-ı Hakk'ı bu âyetle tasdik ettiğimi göremedim. Bu sebeble de "Ancak sana ibâdet ederiz" (İyyâke na´büdü) demekten, (yani bu âyeti okumaktan) utandım... Mütemâdiyen "Mâliki yevmiddîn" âyetine kadar gelip bir türlü "İyyâke na´büdü" âyetini okuyamadım... Böylece rükûa vardığım zaman, artık tan yeri ağarmıştı..." demiş. İbnü'l-Arabî'nin rivâyetine göre, bu delikanlı bir saat sonra rûhunu teslim etmiş. Bir müddet sonra da üstad, bu gencin kabrini ziyârete gittiği zaman, mezardan şu sesin geldiğini işitmiş: - Ey üstâdım, ben diri (olan Allah'ın) indinde diriyim. Allah beni herhangi bir bakımdan hesâba çekmedi...